Size bir soru!
Google, "The size of a donut, the powers of a superhero." sloganıyla pazara çıkardığı yeni ürünü Google Home Mini'yi sizce nasıl tanıtmıştır? Eğer konvansiyonel reklamcılık pratiğiniz fazlaysa, bu soruya klasik bir yanıt verebilirsiniz: "Donut görselinin, ürünle olan benzerliğinin vurgulandığı yaratıcı bir ilanla"
Ama hayatınızın herhangi bir noktasında deneyimsel pazarlamaya kafa yorduysanız, cevabınız muhtemelen çok daha ezberbozan ve sıra dışı olur: "Potansiyel müşterilerine donut mağazalarında unutulmaz bir deneyim yaşatarak"
Dünyanın en değerli markalarından, teknoloji devi Google da ikinci seçeneği tercih etmiş ve akıllı ev asistanı olarak tasarlanan Google Home Mini için Amerika'nın farklı noktalarında 11 donut mağazası açmış.
Google Home Mini / Donut Shop mağazalarını ziyaret edenleri, iştah açıcı bir koku ile birlikte ilginç bir endüstriyel tasarım fikri karşılıyor. Donut ve Google Home Mini'lerin karışık bir şekilde yerleştirildiği, interaktif bir bant... Ziyaretçilerin bu banttaki ürünlerden birine sahip olmak için yapması gereken Google Home Mini'ye bir soru sormak. Mesela "Yarın hava kaç derece olacak" ya da "Şu anda gitmek istediğim güzergahta trafiğin durumu nasıl" gibi. Sorunun ardından küçük bir kapaktan bir kutu düşüyor.
Bundan sonrası şansınıza kalıyor. Çünkü kutunun içinden ya sıcacık ve lezzetli bir donut çıkıyor ya da Google'ın teknoloji harikası bir Home Mini. Üstelik Google'ın deneyimi bununla da bitmiyor. Mağazaya gelenler, ürünlerini aldıktan sonra Sprinkle Booth'ta donutların üzerindeki süslemeleri andıran rengarenk konfetilerle eğlenceli fotoğraflar çektirebiliyorlar. İşte marka deneyiminin gücü. Sadece 1 duyuya seslenen bir ilandan çok daha yaratıcı, kalıcı ve özel değil mi?
Comments